29 Haziran 2011 Çarşamba

Neler Giydim Neler Yaptım?

Bu aralar ben neler yapıyorum ,neler giyiyorum bir bakalım dedim.

Neler Giydim?


*Malum tatil mekanı olunca en çok giyilen ve sevilen giysi şort oluyor.Denim ve kumaş olanlar favorim.En yakın arkadaşları elbette sandaletlerim.
*Bershka'dan tam 3 sene önce aldığım ve benim vazgeçilmezim olan straplezime aşığım.Kendisinin fırfırlarının ve rahat kesiminin olması onu baş tacım yapımaya yetiyor.
*Şortumun uclarındaki kesimi çoook şeker!Kendisini Koton indiriminden kaptım.Üstümdeki şifon mini yelek/hırka/ceket adını siz koyun:) en iyi kuratırıcım ve canlandırıcım.


*Fötr şapkam ve Tom Ford marka gözlüklerim yine yaz aylarında yanımdan ayırmadıklarımdan oluyor.



Neler Yaptım?



*Ablamın (öz olmasa da ablam olsaydı bu kadar severdim dediğim bitanem) düğünü var.O yüzden ben de bereket keselerini hazırladım.


*Turuncu akımına karşı koyamayan şeker vosvosla bakıştık.



*Bana bakan başka bakışlar da gördüm.Şaşırmadım desem yalan olur:)
*Bebeklik arkadaşımın (herkes buna pek güler ama doğru) nişanına İzmir'e gittim.Kuaförde de yanındaydım resimlerini çektim bana kızdı çirkinken neden çekiyorsun diye:)
*Bol bol denize girdim.


*Yeni lezzetler tadıp ah ah diye tatil hiç bitmesin dedim.





28 Haziran 2011 Salı

Reflection


Karşı tarafta bir arkadaşımızı ziyarete gittiğimiz, dolmuş, tren, vapur gibi bir sürü ulaşım aracını bir gün içinde denediğimiz bir cumartesi idi o gün. Kıyafet postu olsun diye çekilmedi bu fotoğraflar ama boş kalmasın buralar :)

It was kinda rough saturday when we met one of our friends on Asia side, we tried all types of public transport like dolmush, train and ferry. That pics weren't taken especially for outfit post but better than posting nothing today, agreed? :) 




Tişört /Tee: Bik Bok
Pantolon ve kemer/Pants and belt: Zara
Çanta/Bag: LV
Ayakkabı /Wedges: BGBGirls
Takılar /Accessories: Loopie Love
Yüzük/Ring: H&M

27 Haziran 2011 Pazartesi

Loopie Love sevilmez mi?


Aksesuarların gücüne inanan biri olarak olarak, bildiğiniz gibi özellikle yüzük ve bileziklere bayılıyorum. Farklı yüzüklere ulaşmak  zamanla kolaylaşsa da kaliteli ve uygun fiyatlı bileklikleri bulmak hala zor diye düşünürken Harvey Nichols'da satılmaya başlanan Loopie Love markası bu düşüncemi değiştirdi. Louise Iversen tarafından kurulan bu Danimarka menşeeli aksesuarlar özellikle deri bileklikleri, kolye ve yüzükleriyle dikkat çekiyor.Çoğunlukla siyah ve kahve tonlarındaki bileklikler özellikle metal yıldızlar, zımbalar, plakalarla hareketlendirilmiş ve  her tarzla uyum sorununu ortadan kaldıracak güç ve görünümdeler. Parçaların 80-90 tl gibi fiyatlardan başladığı bu markayı bir an önce radarınıza alın derim.

I believe in the power of accessories especiallay in love with rings and bracelets. As time goes by it gets easier to reach different type of rings however it's not always that easy to find nice quality of bracelets in a good price. This tought has changed because lately I discovered a new brand in Harvey Nichols called Loopie Love. It's a Danish brand where you can find  pretty leather bracelets, rings and necklaces. These accessories  will have no problems to blend with every piecce and style so take my advice and get Loopie Love under your radar.





Aksesuar Güzelleri




**Aksesuarlar..

*Giysiyi kurtaran,güzelliğini ortaya koyan veya size stilinizi yansıtmanız için şans veren dokunuşlar.Benim en sevdiklerim altın sarısı olan goldie tarzları.

*İncilerle,parıltı taşlarla,minyatür kedili,yılanlı,böcekli detaylarıyla tarzlarınızı ortaya koyarlar.

*Özellikle yaz aylarında bilekler boşta kaldığı için mümkün oldukça süslemekte fayda var.

*Clutchlarla bileklikler birleşince ortaya çıkan albeniye siz de karşı koymayın.



*Yüzüklere ağırlık verecekseniz son yıllarda popüler olan parmakları doldurmaya yönelebilirsiniz.Ama benim tercihim eğer yüzükler parmaklarınızı donatıcaksa mini detaylara yer vermesi bunun için en güzel adres elbette Kısmet by Milka oluyor.

*Bileklik olarak uzun zincirler olabilir.Bileğinizi sarıp gösterişli gözükürken araya katıcağınız farklı tarzda yine zincirli detaylar daha da ilgi çekici yapacaktır.

*Kelepçe tarzındaki bileklikler eğer düz elbise tercih ettiyseniz çok daha hava katacaktır.

*Bu yaz yüzüklerde,bilekliklerde renklerden kaçmayın.
*McQuenn çantanın güzelliği..Yüzük kullanmasanız bile size yüzük etkisi katan parmaklı tutma yeriyle hem şık hem tarz.

25 Haziran 2011 Cumartesi

1958 - FOREVER


Tam 2 sene önce bugün aramızdan ayrıldı, yokluğuna hala alışılamadı..

It was 2 years ago he left this world but I'm still missing him.

En sevdiğim performanslarından birini izleyerek kendisini hatırlayalım / This is one of my favorite performances of MJ

Fuckyeahmichaeljackson

22 Haziran 2011 Çarşamba

Muhteşem Salı :)



Dün muhteşem bir gün geçirdim.Sevgili'nin boş günü olduğu için ilk önce köy kahvaltısı edebileceğimiz bir yere gittik.Müthiş boğaz manzarası eşliğiyle kahvaltıları yapınca hayydiii denize diye kalktık.O kadar yedikten sonra hareket şarttı elbette:) Asortie'den geçen sene aldığım flipfloplu çantam ve fötr şapkamla yola çıktık.



Sizin için "Joje :)" yazdım ama güneş sağolsun gölgemden doğru düzzgün çekemedim.Olsun ama hiç değilse çalıştım değil mi? Aslında resimde minik yengeç ve taşlardan minik kalbimde var:)




Tabi beni sevenlere ve bana bu güzel günü yaşatan sevgiliye öpücük göndermemek olmazdı:)
Jojee sizi kocaamaannn öpüyor.Böyle resimli günlere devam edeceğiz instagramla aramız şimdilik çok iyi.Sizinde seveceğinizi düşünüyorum:)

21 Haziran 2011 Salı

Versace for H&M


H&M'in ünlü markalarla iş birliği devam ediyor, gelecek sonbahar için açıklanan isim Versace oldu. Beni çok heyecanlandırmayan bu haber için, sizler ne düşünüyorsunuz?

H&M continues its collaborations with the well known brands and it's been announced we'll see Versace designing for them  for the next autumn. Versace  is not a brand that gives me goosebumps much but what's your opinion?

20 Haziran 2011 Pazartesi

Vespa'm Olmasa da Bisikletim Bana Yeter!


Vespa aşkı bambaşkadır.Bayanların ortak hayallerinden biri bile olabilir:)Benim gönlümde yatan açık pembe vespa ve çiçekli kasket.Çan modeli eteğimi giyip espadrillerimi geçirsem ayağıma ohh ne mutlu olurum.
Çanakkale'ye geri döndüğüm için bu hayalimi gerçekleştirmeme çok az kaldı.Bozcaada'ya onunla gidebilirim artık.Bu ara hayallerim pek şeker anlayacağınız.Bunun nedeni okulumun bitmesi:)Artık Çanakkale fotoğraflarını bende bol bol görebilirsiniz.

Vespam yoksa bisikletim var diyebiliriz.Aynı ünlüler gibi.Yazın gelmesiyle birlikte bisikletleri sokaklarda görebilirsiniz.Modeller,oyuncular,trendlish bayanlar bisikletlerini kapıp geziyorlar.Eğer sizinde ortamınız müsaitse hep beraber bisikletlerle gezmeye:)

16 Haziran 2011 Perşembe

Resort 2012 favorilerim

Daha yazın gelip, gelmediğinden emin olamazken Resort 2012 koleksiyonları çoktan görücüye çıktı, ben de bir kaç favori görünüm seçtim.

While we are not still sure if the summer is here,  Resort 2012 collections are already out, here are some of my favorite looks.


ADAM

Doğal tonları ve salaş kazaklarla yapılan görünümleri hala seviyorum.

I still love natural hues and the looks with grungy sweaters.


BALENCIAGA

Ayakkabılar bir yana, bu tarz ipek şortlar için nerelere baksak?

Putting the shoes aside, where we should look for similar pair of silk shorts?


CELINE

Tarzıyla maskülen, rengiyle feminen pantolondan mı başlasam, yoksa zengin detaylı gömlekten mi girsem bilemedim ama ben bu görünümü fazlasıyla sevdim.

I don't know where to start with. I like masculin in sytle but feminine in colour pants with detailed tux shirt, no wonder this is one of my favorites.


CHLOE SEVIGNY FOR OPENING CEREMONY

Daha önceki koleksiyonlara göre daha yumuşak bir görünüm, sonuç iltifat garantili.

This is a softer look than previous collections but  compliments are guaranteed.


 MICHAEL KORS

Michael Kors'u son iki sezondur özellikle oldukça beğenmekteyim, ayrıca belli ki neon pembenin de hastasıyım :)

I've been loving Michael Kors especially last two seasons but obviously I'm a sucker for neon pink,too :)




ORGANIC BY JACK PATRICK

Ben senin rahatlığını ve renklerini sevdim.

Comfortable and colourful.

Refinery29,Studdedhearts,Knightcat

15 Haziran 2011 Çarşamba

Burberry Autumn/Winter 2011 Accessories Collection


Burberry'nin sonbahar/kış 2011aksesuar koleksiyonuna Muse eşliğinde bir göz atın bakalım.

Here's Burberry's A/W 2011 accessories collection video  with a nice background tune from Muse.

Youtube

14 Haziran 2011 Salı

Ve sonunda Bozcaada




Ada yolunda feribotta,blogun konusuyla alakalı olsun biraz; ojeler Inglot 947, yeşil Flormar neon serisi 007.  

Bugünkü post moda ile ilgili olmadığından, bazılarını hayal kırıklığına uğratması muhtemel olsa da, paylaşılası bir tatil yaşadığım için, geç bile olsa yazmam gerektiği, ne zamandır aklımın kıyısında. Benim için Bozcaada arkadaşlarımın hikayelerinde dinlediğim, uzun süredir gitmek isteyip de, gidemediğim bir nevi Lost adasıydı. Uzunca bir otobüs yolculuğundan sonra 2 Haziran'da adım attık bu güzel kara parçasına. 4 kız olarak aklımızdaki, rutinimizden, kafamızı kurcalayanlardan uzaklaşıp, yan gelip yattığımız, bol bol yeni lezzetler keşfettiğimiz, eh hava izin verdiği müddetçe D vitamini stokladığımız ve hatta belki biraz da denizle kaynaşabileceğimiz kısa bir kaçamak olmasıydı, bunlar ve çok daha fazlasını Ada bize sağladı. Daha feribottan iner inmez, Polente'de aldık soluğu, Ada'nın güzel bir özeti gibiydi asılı tabela "aklına bir iş yapmak geldiyse Polente'de 5 dk otur geçer" diyordu.  ( Bu arada Polente'nin sahibi Hüseyin Bey Ada'da tanımanız gereken özel kişilerden birisi, benden söylemesi :)) Adanın genel havasını yansıtan bu söz öbeğinin verdiği rahatlıkla merkezdeki 4 günlük barınağımız 9 Oda'ya yerleştik. 9 Oda temiz, modern, samimi bir yer, özellikle araba ile gelmediyseniz merkezde size gereken konforu sağlayacak, kalınası bir işletme. Gruptan Ada'nın gediklisi ikisi dedi ki "hadi Ayazma Plajına", Koreli'de bir şeyler atıştırıp, daldık buz gibi sulara. Vahit'den manzaraya karşı yudumlanan çok tat vermeyen şaraptan sonra, otele dönüp Yosun'da yenecek akşam yemeğine kadar dinlendik. Yosun merkezde gidilesi bir restoran, gelsin böcekler, gitsin lipsos buğulama, ha ama önce mezeler, balık pastırması ve bakla içi ile yapılan meze benden size tavsiye. Gecenin devamında Adanın yüzlerinden Kaptan'ın doğum günü varmış Polente'de biz de dahil oluyoruz olaya, tanımıyoruz ama sorun değil, iyi ki doğdun Kaptan :) . İkinci gün,önceden yaptığımız rezervasyona istinaden, dillere destan Rengigül'ün büyülü bahçesine dalıyoruz, muhteşem bir kahvaltı yapıyoruz,servis, ikram gırla, hele o incir reçelinin tadı kaldı damağımda ancak satmadıklarını öğrenince, hevesim kaldı kursağımda. Hava şansımıza güzel gitti tatil boyunca, yine Ayazma'da deniz sefası, akşam yemek Lodos'ta. Lodos bana Yosun kadar tat vermedi ama yanınızda arkadaşlarınız olunca, zaten bunun pek önemi kalmıyor. 3. gün kahvaltı otelde, Rengigül'den sonra biraz yavan. Bugün daha aktif olmaya karar veriyoruz, bisiklet kiralayıp, basıyoruz pedallara Corvus'a kadar gidiyoruz,yüzümüze vuran Ada rüzgarında, hala cocukluğumuzdaki kadar keyif aldığımızı görmek çok güzel. Adada her gün meze, deniz ürünü yiyecek değiliz ya, bugün İtalyan mutfağı deneyelim diyoruz. Bakkal imdadımıza yetişiyor, uzun bir masada, kırmızı pötikareli masa örtüsüyle, İtalyan ailesi edasıyla neşe içinde yedik yemeklerimizi. Makarna yemek istemeseniz bile, dükkanın maskotu King Charles Cavalier cinsi Paris'i görmek için bile gidin, bir kahve için. Adanın kedileri çok ama köpekleri de birbirinden şirin Kara, Ajan, Limuzin ( Kendisi koca kafalı,koca patili,cüce ama yaklaşık 1,5 mt uzunluğunda, adının nereden geldiğini anlamışsınızdır sanırım? )   hepsi birbirinden tatlı. Sezon açılmadığı için   ada biraz tenha ama bu bizim işimize geliyor, keyfine daha fazla varabiliyoruz.


Vahit'ten Ayazma Plajı






Aslında Ada'ya gelme sebeplerinden birisi yerel tatların sunulduğu 4-5 Haziran'da gerçekleşen yeme içme festivali idi ve son gün tam bu paralelde oldu. Sabah yine bastık pedallara, soluğu hayatımın en güzel yiyecek -içecek deneyimlerinden birini yaşadığım Maya'da aldık. Maya Amerikan Çeşme'nin biraz ilerisinde, damak tadına düşkün pek çokları tarafından keşfedilmiş olsa da, bu ay Travel & Leisure dergisinde çıksa  da hala gizli bir lezzet mabedi tadında. Bahçede cinsinin en güzel iki örneği olan kurt köpekleri Tara ve Uzo karşılıyor bizi, yine özenle hazırlanmış, yeşillikler içinde soframıza kuruluyoruz, hissettiğim huzur duygusu  anlatılamaz. Daha önceden tanımayanlarımız, bu güzel yerin sihirbazı Selçuk Aykan'la tanışıyor, muhabbetle, lezzetle, şaşkınlıklarla, yeni deneyimlerle geçen yaklaşık 2 saatlik acaip bir yolculuğa başlıyoruz. Reçeller Ada'da önemli bir yer tutuyor, burada da öyle. Yeni yapılmış, çilek reçeli, yeni dünya, bademli -portakal reçellerini.. denerken Selçuk Bey'den bu işe nasıl başladığının hikayesini dinliyoruz, hikayenin ortasında durun size beğeneceğiniz bir şey getireceğim diyor. Küçük bir kapta kahverengimsi bir şey, hepimiz daldırıyoruz kaşıkları, lezzettinden gözlerimiz yerinden fırlıyor. İsmi çilek rüyası, hissedilen bitter çikolata, çilek, muz tatlarıyla, hakikatten rüya gibi.  Ekmek ve peynirler de kendi üretimleri, tabakların biri gidiyor, biri geliyor, biz ihya, sanki Selçuk Bey'in evinde misafiriz, öyle bir hava. Deneyimin güzelliği zaten oradan geliyor, hiç bir şey alalade yapılmıyor, her şey keyif almak üzerine kurulu. O yüzden çat kapı gidilemiyor, günde en fazla 4 masa alınabiliyor ( Öğlen ve akşam yemeği için de gidebilirsiniz) çünkü çıkarttıkları işten önce kendileri keyif almak istiyorlar. Son sürpriz kendi ürettikleri kırmızı şarabı ikramla geliyor, yanında da şarap peynirleri, değmeyin keyfimize. Ben ve kızların mutluluktan gözleri parlıyor, bu deneyim hiç bitmesin istiyoruz ama her güzel şey gibi bununda sonu geliyor, aldığımız reçel ve peynirleri çantalara atıp, otele geri dönüyoruz. Otelden çıkışımızı yapıp, yine Polente'ye geliyoruz, koşarak kaleye gidip lezzet festivalini ucundan yakalayabilir miyiz diyoruz, nafile ama burada sürprizler bitmiyor, Polente'de deniz kestanesi ziyafeti var, yanında Amadeus'un rozesi ne güzel gidiyor. Akşam 20:00 feribotunu yakalayacağımız için, riske girmiyouz bu sefer, Kale'nin arkasındaki Martı'nın iskelesini seçiyoruz güneşlenmek için, son günümüz yine çok güzel geçiyor ama hala yapmadığımız o kadar çok şey var ki. 4 gün boyunca beğendiğimiz şarapları alıp atıyoruz bavula, feribota bindiğimizde hissettiğimiz biraz burukluk ama çokça mutluluk ve 4 günlük kaçamağımızın sonucu hepimizin kafasında aynı düşünce," bir gün karşılaşacağız yine Bozcaada!"

Hello! I have been on a short holiday with my 3 other friends to an ısland called Tenedos ( Bozcaada). It was one of the best holidays I've ever been, very sorry not translating everything to English but all I can say, will be back to the Island soon.









Rengigül'de kahvaltı deneyimi yaşanmalı.



Bu ve diğer bazı güzel fotoğrafların kaynağı olan sevgili Iconjane'e teşekkürler :) 

Rengigül'ün bahçesinde dalıp gideceğiniz bir sürü ayrıntı var.




İşte bu güzel şey Paris.  /This cutie is called as Paris.



Görüldüğü üzere Ada'da moda adına fazla bir şey yapmış değilim, üzgünüm ama  bu rahatlık peşinde olduğum bir tatildi.


Selçuk Bey bize elleriyle yumurta servisi yapıyor.


Maya'nın leziz peynirlerden alın, gidemiyorsanız Akaretler'deki Corvus'ta deneyin.


Martı'nın sahibine tesadüfen lezzet festivalini kaçırdığımızı söyleyince, hemen festivalden iki özel yemeği önümüzde bulduk. Minik olanlar Ada çekirdeği, boyutları küçük, tadı büyük.



Meğer bu dikenlerin altında nasıl bir lezzet varmış


Dönüşte feribottan gün batımında Ada'yla vedalaşma anı